30 Ekim 2008 Perşembe

ANNE KİTAP AL:p

Her akşam mutlaka kitap okuyoruz İbrahim Berk'e... Aslında biz başlıyoruz okumaya o devam ediyor:P Kendi kendine resimlere bakarak yorumlar yapıyor... Ördek ailesini baba ördek ( Bünyamin ) , anne ördek ( Aysun ) ve çocuk ördek ( Berk ) olarak her akşam anlatıyor bize:P


Geçen akşam yine kitaplarımıza bakarken , kitabının arkasındaki başka kitap resimlerini gösterip;


- Anne bana yeni kitap al , dedi.


Hafta sonu Kitap Fuarı başlıyor... İnşallah bu sene ailecek gidip hepimize kitaplar alacağız...


İki haftadır ablam fizik tedaviye gittiği için sabahları anneme emanet ediyoruz beyimizi! Dün sabah anneme çok eziyet etmiş:( Sırtında taşıtmış:( Annem sonunda dayanamayarak yeğenleri aramış, gelip alın diye:P Yarın bitiyor şükür fizik tedavi:) Annem rahatlayacak...


Bugün annemler umredeyken İbrahim'e bakan hanıma oturmaya gitmişler... Berk bayanı görünce ağlamaya başlamış:P Korkmuş onu bırakacaklar orada diye... Ablamın yanından hiç ayrılmamış... Dönüşte koşa koşa kapıya giden ilk o olmuş:) Yine öyle bir durum olursa yeni bir bakıcı bulmamız gerekecek:P


Bu hafta sonu meşhur pastırma sıcakları geliyormuş... Sonunda uzun zamandır yapmak istediğimiz hayvanat bahçesi gezimize gideceğiz inşallah. İbrahim Berk merakla bekliyor o günü!


Ben mutfaktayken hemen yanıma gelip çekmeceden çatal, kaşık ne bulursa çıkarıp onlarla oynuyor. Bebekken oynadığı gibi değil ama:P Hepsine bir isim veriyor mesela... Ya da kepçeyi baba yapıyor , mikserin karıştırıcı aparatlarını çocuk... Ve onları konuşturuyor:P Hayal gücü çok geniş...





Sütü azalttığımızdan beri yemesi düzeldi... Poğaçayı çok seviyor. Ve makarnayı... Akşam yatmaya yakın makarna istedi mesela... Kendisi yiyor yemeklerini. Vee tabii elleriyle:P Öyle daha tatlı oluyormuş:)





Pirinçli mamasını hala ben yediriyorum. Ben mamayı hazırlarken o koşa koşa kaşık alıyor hem bana hem kendine! Elinde mutlaka kaşığını tutuyor... Takıntı oldu... Küçücük daha ama onun da takıntıları var:P


Akşam ben bilgisayarda kitap fuarı haberini okurken yanıma geldi...


- Annecim Merve'yle konuşcam, dedi.


Ben de arayalım tamam dedim. Numaraları tuşladım ve telefonu ona verdim. Merve yokmuş ama ablamla konuştular bir süre! Telefonu kapatınca annecim tamam bitti demez mi birde bana:) Ahh çok şeker çookkk...




28 Ekim 2008 Salı

GERİ GELDİK...

Özlemişim bloğumu:) Buradan yazmaya devam ediyoruz artık. Tekrarı olmaz inşallah...

26 Ekim 2008 Pazar

TAŞINDIK!

Ülkedeki özgürlük düşmanları sayesinde blogger yasaklandı bildiğiniz gibi... Tabii ki yine çeşitli yollarla bloglarımıza ulaşabiliyoruz ama ben bir süreliğine bloğu taşımayı uygun gördüm. Blogger tekrar açılana kadar www.berkibrahim.wordpress.com adresinde yazmaya devam edeceğim...

24 Ekim 2008 Cuma

BLOG KARDEŞLİĞİ ÖDÜLÜ

Bana layık görülen bu ödül için Kuaybe'ye, Uçan Talha'nın şeker annesine, Mukadder'e, Özlem'e, Şengül'e, Minel'e, Uragan'a, Ebru'ya çok teşekkür ediyorum...

Ben de bu ödülü beni blogla tanıştıran arkadaşım Eda'ya ve şeker Ahmek Kaan'ın annesi Dilek'e armağan ediyorum...

23 Ekim 2008 Perşembe

AKŞAMLAR...

Bazen kitap okuyor...


Bazen motora biniyor!du ( artık motor arabanın bagajında! ) Ayranı çok seviyor...



Babasıyla ceviz ya da fındık partileri veriyorlar:) Kendisi kırmaya çalışıyor hatta:P

Veee son günlerin favori oyunu. Kaydırak!

22 Ekim 2008 Çarşamba

DOKTOR DOKTOR BİZ GELDİK.

Dün uzun zaman sonra doktor kontrolümüz vardı... Kendi doktorumuz bebilendiği için başka bir doktora gittik. Kasımda başlayacak inşallah ... Ben pek beğenmedim bu doktoru... Sabah olduğu içinmiydi bilmiyorum ama biraz suratsızdı... Berk de beğenmedi sanırım ve bastı yaygarayı... Baba ve ben zor zapdettik...

Aslında böyle olacağını bildiğim için akşam anlatmıştım doktora gideceğimizi. Nasıl muayene edeceğini bile uygulamalı göstermiştim . Ama olmadı ve ağladı kuşum...

Doktor korkusu kılçık olayından kalma... O doktor çok ağlattı Berk'i. O günden sonra nerde beyaz önlüklü görse kaçıyor. 13 kg. , 86 cm ölçülerinde... Herşey normal ve güzel şükür. Sadece günde yarım litre içtiği sütü azaltmamızı söyledi. İştahsızlık yapmasın diye. Tabii Berk depresyona girdi. Bakalım nasıl alışacak...

Bir dahaki buluşmamız 6 ay sonra:) İnşallah bu sürede gitmemiz gerekmez...

Eve dönüşte doktor bana iğne yaptı diye tekrarlayıp duruyordu:)

Spora gittiğim akşamlar peşimizden ağlıyor... O da spora gelecekmiş... Gitmediğim akşamlar, evde birlikte spor yapıyoruz:)

Bu ara kaydırak yaptı bizi. Babası ya da beni koltuğa oturtup bacaklarımızdan kayıyor:) Defalarca ve hiç yorulmadan... Atraksiyon yapıp ters kayıyor bir de:) Hatta kafa üstü bile kaydığı oluyor:)

18 Ekim 2008 Cumartesi

PAYA!

İbrahim Berk hararetle babasının çantasını karıştırmaktadır. Annesi de göz ucuyla takipte... Bulcam, bulcam , bulcam der İbi içinden... Ve bulur da...

Sonunda babasının cüzdanını çıkarır çantadan... Anne hemen müdahale eder olaya...

- Oğlum ne yapıyorsun?

İbi cevap verir.

- Paya alcam...

Anne sorar yine.

- Ne yapcan parayı?

- Babama vercem.

- Neden babana vercen parayı?

İbi biraz düşünür. Veee...

- Mama alsın diye, der...

17 Ekim 2008 Cuma

...

Dışarda yenir... Eve gelinir... Babası bir bakayım tv de ne var diye oturur yerine. İbrahim bey tv yi kapatır ve babaya seslenir:P

- Şüt yaaaap!

Anne şaşkın bilgisayar başında, hemen not düşer bloğa:)

Artık kelimelerini de düzeltmeye başladı Berk... Okopter yerine helikopter, obotüs yerine otobüs diyebiliyor mesela... Tabii cümleleri de iyice düzeldi... Her isteğini düzgün bir şekilde bize söylüyor... Herkesin ismini de biliyor... Dedemiz Murat, teyzemiz Gönül, babamız Bünyanin fakat ben Zeynebim:)

İşten gelince günün özetini geçiyor bana Berk... Kalktım, kahvaltı ettim, Tuba'yla oynadım, köpte yedim, çorba içtim, püding yedim, uyudum....

Geçen hafta sipariş verdiğim YA-PA kartları da geldi... Artık akşamları fırsat buldukça oturup öğreniyoruz birlikte... Bildiği çok şeyin yanında bilmedikleri de var... Ama öğrenince unutmuyor...

Fırsat buldukça dedim ya; sebebi salı günü spora başlamam. Haftada 3 akşam gideceğim. Hamlamış vücut spora gidince ilk akşam çok kötü oldum. Ama yavaş yavaş alışacağım... Berk ben spordayken babasıyla oynuyor ve beni almaya geliyorlar sonra...



Zeynep kaçar İbi kovalar...





Bicisayar oynıcam!!

Dönme dolap dönüyor dönüyor:)

16 Ekim 2008 Perşembe

10 Ekim 2008 Cuma

BAYRAM VE ERTESİ...

Bayramdan önceki Cumartesi bizim aileyi iftara aldık ve Zeynep kızımın doğum gününü kutladık:) El emeği göz nuru pastayla:P Kaç defa mumu üflediler tam olarak hatırlamıyorum:) İbrahim ve Zeynep bidaha bidaha diye diye üflediler mumları... İbi 2 ay sonraki doğum gününe hazırlık yaptı:) Öğrendi artık üflemeyi oğluşum...





Bayramda ise ilk gününün akşamı yine yollara düştük ve İnegöl'e gittik. Ben eşyaları toparlarken Berk bey odasında treniyle oynarken karyolasının altına girmiş. Uzun bir süre sesi çıkmayınca bir baktım ki odada yok:P Kendi kendine konuşuyor treniyle:) Girdiği gibi de çıktı velet...
Gide gele alıştık artık yollara... Ve tabii şükür ki feribot var. Yoksa Berk'le 5 saati bulabilecek yolculuklar yapmak çok zor. İlk yarım saat arabada gayet iyi gidiyor Berk. Ama sonra başlıyor anne anne demeye... Feribottta bütün enerjisini atıyor ve sonraki 1 saatlik yolda rahat ediyoruz... Sadece o ne bu ne demekle yetiniyor:P Bu sefer uzun bir süre cam kenarında oturdu ve güneşin batışını seyretti bizimle... Sonra da oyun odasında zaman geçirdi. Arkadaşlar edindi, onlarla oyuncak alışverişinde bulundu... Büyüyoruz:P





Bayramda hava çok güzel olduğu için çamura bulanmadan:P köye varabildik :) Berk de kocaman olmuş kediciklerle eğlendi... Habire peşlerinden koştu, dedesiyle ceviz topladı:) Yaza belki de ormana gidip kamp yapacağız... Ben korkarım diyorum ama göreceğiz bakalım:P






Sakallı dededen yine korktu, babaneye zorla gitti ve dayı kızıyla sonunda yine kavga etti:P Dönüş yolunda feribottta yer bulamayınca araba vapuruyla karşıya geçtik. Bu da değişik bir deneyim oldu:) Berk şaşırdı kaldı... İstediği f1 arabasını alınca keyfine diyecek kalmadı:)


İstanbul'da da eş dost ziyaretleriyle geçirdik bayramı. Güzel ve sakindi... Tekrar kavuşmayı nasip etsin Allah'ım...


Bayramdan sonraki hafta sonu yine hava çok güzeldi ve Berk beyimizin motorunu ( artık kullanabiliyor ) denemek için yollara düştük... Dakikalarca sürdü motorunu, büyük bir zevkle. Ben de arkasından bakakaldım, nasıl bu kadar çabuk büyüdüğünü düşünerek:P




Bu aralar basketbola merak sardı Berk... Evde zaten potamız ve topumuz var. Ama oyun salonlarında basketbol görmesin, hemen kocaman topları atmaya çalışıyor... Çok zorlanıyor ve maalesef hiç isabet ettiremiyor ama azimli. Birgün elbet basket atacak:P



Ve tabii ki Spiderman... Örümcek adam diye diye, ayakkabılarını bile örümcek adamlı aldırdı bize... Baksanıza nasıl sarılıyor:P

Son güneşli günlerde, enerjisini iyice attı. Kaydırakta türlü şekillere soktu kendini... Ben korku dolu bakışlarla izledim ama bereket bir kaza yaşamadık...

Bütün bu koşuşturma sonucunda biraz dinlenmeyi hakeden ikili:)

4 Ekim 2008 Cumartesi