1 Aralık 2007 Cumartesi

İBRAHİM BERK HİKAYESİ...


11.04.2006 tarihinde güzel haberi aldık. Hamileydim:) Bir hafta önce kapının önünde bayılma sebebim de buydu sanırım... Ama daha minicik bir keseydi; içinde bebek olup olmadığı 15 gün sonraki randevuda belli olacaktı. Bekleyecektik...

15 gün sonra kalp atışlarını da duyduk. Pıt pıt pıt minik kalbi atıyordu bebeğin... Bebeğimizin... Ne günler yaşadım, yaşadık... Testler, tetkikler, muayeneler, sıra beklemeler, hamilelerle konuşmalar... Hafta hafta takip ettim durumumu. Doktora gidince yapılması gereken herşeyi o söylemeden ben söylüyordum... Heyecan vericiydi. Bir bebeğimiz olacaktı ve biz çok mutluyduk...

Aslında çok rahat bir hamilelik geçirdim. Çok az mide bulantısı yaşadım. Hep ayaktaydım. Hep çalıştım.

3 aylıkken bebeğimizin kız olacağımı söylediler. Biraz üzüldüm:( Ben erkek hayal ediyordum. Ama olsun sağlıklı olması önemliydi. 6. ay bitene kadar kız bebeğimiz olacağını düşünüyorduk. 6. aydaki kontrolde erkek olacak bebek dedi doktor:) Kendini saklamış beyefendi:P Mutlu olmuştuk:) İbrahim olacaktı adı. Ben ikinci isim isteyince uzun araştırmalar sonucu Berk olsun dedik. İbrahim; peygamber adıydı. Berk de sağlam, güçlü, dayanıklı anlamındaydı...

Neler aşerdim neler :) En başta hayatımda yemediğim kadar erik yedim. Bu ilk aylardaydı tabii:) Sonlara doğru ise yeşil sarma baklava:) Aldığım son kiloları bu baklavalara borçluyum zaten:P

Ve sonra zaman geçti 13 kasımda doğum iznine çıktım... Doğum günümde iznim başladı. Dün gibi hatırlıyorum. Yağmurlu bir kasım günüydü ve ben doğuma 20 gün kala vapurla karşıya geçip çengelköy'e gitmiştim arkadaş gezmesine:)

O tarihten sonra beklemek daha da zor oldu. 2 Aralık tahmini doğum tarihiydi ama bizim yavru hiç gelmeye niyetli değildi... Herşey hazırdı ve bekliyorduk. Odasının mobilyalarını, giysilerini, battaniyelerini, küvetini hatta gece lambasını bile almıştık ama bizim bebek hala bekletiyordu.

28.11.2006 salı günü doktora gittik. Muayeneden sonra doktor daha bekleyeceğiz galiba dedi. Nasıl yani? Açılma yok , kanala girmemiş... Ne zamandı tahmini tarih? 2 Aralık. Hıımmm az kalmış ama sen ne istiyorsun? Ben mi? Bilmem ki ? Beklemek ama ne kadar? Zaten normalden korkuyorum... Beklemek de istemiyorum artık. Beklemenin de riskleri var diyorsunuz. O zaman sezaryen olsun... Evet ağzımdan çıkan buydu. Uzun zamandır aklımdan geçen ama bir türlü dillendiremediğim cümle... Ben normal doğum yapamam ; korkuyorum. Daha ilk gittiğimde doktora bunu söylemiştim. Nefes sorunum vardı. Heyecanlanınca nefessiz kalıyordum:( O ısrarla normal istedi ama sonunda sezaryene karar verdik...

Peki ne zaman? Hemen yarın dedi doktor. Yok yarın gelemem işe gideceğim:) O zaman perşembe... Hıım yok cuma olsun. 1 aralık cuma günü gelsin bebeğim... Karar buydu. Ameliyathaneye haber verildi. Cuma sabahı 10.00 da bebeğim gelecekti...

O iki gün hesaplaşmayla geçti. Doğru karar bu muydu? Çarşamba günü işe gittim. Akşam 16.00 da işten çıktım ama eve gelmem 20.00 yi buldu:( Papa İstanbul'a gelmişti ve yollar kapalıydı:( O an doğurabileceğimi sandım:( Eve geldim ve uyudum hemen... Ertesi gün gezip dolaştım. Tabii duyan herkes aradı iyi dileklerini iletmek için... Perşembe akşamı artık koca göbişimle geçireceğim son geceydi:) Gece 12.00 den sonra hiçbirşey yememem gerekiyordu. Son dakikaya kadar yiyip içtim:) Vee uyku vakti. Gelde uyu uyuyabilirsen:P

Sabah erkenden kalktık ve hazırlandık. Zaten uzun zamandır doğum çantamız hazırdı. Son kontroller yapıldı. Aslında sadece Bünyamin'le gidecektik hastaneye ama anneciim de gelmek istedi... Eee ana yüreği işte. Şimdi anlayabiliyorum onu...

Hastaneye gittik ve işlemleri yaptırdık. Sonra odaya aldılar beni. Giydirdiler ve tarttılar. 77 kg. ile doğuma giriyordum. 15 kilo almıştım. Bakalım İbrahim Berk bebek kaç kilo doğacaktı... Heyecan had safhaya ulaştı. O arada ablamlar da geldiler. Zaman yaklaşıyordu. Saat 10.00 olunca ben ağlamaya başladım. Offff ya ölürsem? Ya bebeğimi göremezsem? Ya ona bişey olursa? Bu düşünceler içinde saat 10.30 a kadar bekledik. Araya acil bir sezaryen girmişti...

10.30 da almaya geldiler. Artık vakit gelmişti. Sedyeye alındım ve uzun yolculuk başladı... Gözümden birkaç damla yaş geldi ve helallik istedim... Ameliyathaneye gittiğimde herkes o kadar profesyoneldi ki... Hızlı bir şekilde masaya aldılar beni ve başladılar işlerine. Bu arada beni de konuşturuyorlardı. Bebek kız mı erkek mi? Adı ne olacak? İyi misin? Göbek adı ne olacak? Ben de Yusuf dedim. Göbek adı Yusuf olsun yavrumun... Doktor geldi ve geri sayım başladı...

10 - 9 - 8 -7 ... Ve acıyla uyanma... Allah'ım ne oldu bana? Nerdeyim? Bitti mi herşey? Bebeğim nasıl? Erkek mi? Sağlıklı mı? Yalvarıyordum bu acıyı dindirin diye. Karnımın altı yanıyordu sanki... Herşeyin iyi olduğunu söyledi hemşire. Bebek çok iyi. Tombiş:) Ben de iyimişim. Birazdan acılarım dinecekmiş. Zaten odaya gidiyormuşum ve orada bebeğimi de görecekmişim...

1 Aralık 2006 cuma günü saat 10.40 'da 3,650 gr. ağırlığında 48,7 cm boyunda İbrahim Berk Candan bebek dünyaya geldi:) Hoşgeldi , sefa getirdi...

Odaya gittiğimde herkes oradaydı. Eşim, ablamlar ve annem... Herkes bişiler anlatıyor. Bebeği görmüşler. Turuncuymuş galiba? Erkek mi diye sormuş onlar da. Çünkü bizim yavru göstermiyormuş pipisini:P Sağlıklıymış ama çok ağlıyormuş. Mıyk mıyk diye sesler çıkarıyormuş. Birazdan getireceklermiş. Emmesi lazımmış:)

Veee en güzel an. Minik kuzum içeri girdi ve etraf mis koktu:) Harika bir duyguymuş anne olmak. Yavrunu kucaklamak. Onu emzirmek. Başını okşamak. Uyuduğunu sanarak beşiğe yatırmak ama sonra ağlamasını duymak:( İncecik sesiyle acıktığını söylemeye çalışıyor galiba... Allah'ım bu benim yavrum mu dediğimi hatırlıyorum hep. Bu benim mi? Ne büyük bir sorumluluk bu. Bir bebeğe bakmak. Onu doyurmak. Temizlemek. Ona sevgi vermek...Tabii ki onu büyütmek. Nasıl yapacağım? Yetişebilecek miyim? Onu mutlu edebilecek miyim? Çok sevebilecek miyim?

Ve şükrettim. Bana bu duyguyu yaşattığı için Allah'ıma şükrettim. Ve dua ettim. İsteyen herkese bu duyguyu yaşatması için.

Hamileliğim gibi doğumum da çok rahat olmuştu. İlk gün yattım sadece. İkinci gün ayağa kalktım ve bebeğime kendim bakabildim. Zor günler geçirdim tabii. Psikolojimin bozuk olduğu günler... İşe yaramadığımı düşündüğüm. Oğluma yetemediğime üzüldüğüm... Ailedeki hastalıklar sebebiyle ağladığım. Oğlum hastalandığı için kendime kızdığım... Gece uyumadığı için oğluma sesimi yükselttiğim:( Ama sonra üzüldüğüm günler:(:(

Ama herşey geçti. Yavrum büyüdü. Ve bugün doom günü:) Sevgili oğlum 1 yaşında... Artık bebek değil çocuk benim yavrucum:) İYİ Kİ DOĞDUN İBRAHİM BERK:) İYİ Kİ BİZİMLESİN... SENİ ÇOK SEVİYORUZ...