11 Haziran 2007 Pazartesi

YOĞUN VE GÜZEL HAFTASONU...

Cuma günü berk ve zeynep oliviuma gezmeye gitmiş. Akşam işten çıkınca biz de yanlarına gittik hem alışveriş hem yemek için... Oğluş bu kez uyumadı bizimle vitrin baktı, mağaza gezdi ve yemek yedi:) Onunla dışarda yemek yemeye çalışmak çok zor oluyor. Bereket puset var da içine koyuyoruz çook rahat oluyor:P:P Tabiii biz yemek yerken berk pusette pek memnun olmuyor. O masaya vurup kaşık çatallarla oynamak istiyor:):) O kadar yoruldu ki gezmekten; eve gelince hemen uykuya yatırdık ama uyumadı:):)





Cumartesi sabah doktor kontrolümüz vardı... Doktora gitmekten nefret edeceğim artık o kadar çok doktor gördük ki 15 gündür... Ama iyileşmiş berkciim Allaha şükür. Zaten öksürüğü iyice azalmıştı. Burun tıkanıklığı bir türlü geçmiyor:( Hastaneye gittik haha elektrikler kesik. Jenaratör asansörleri çalıştırmıyor:(:( Biraz bekledik olacak gibi değil kaptığım gibi iboyu 4 kat merdiven çıktım. Yangın merdiveniymiş ; loş ışıkta 9 kg. ibrahimle 4 kat :):) Yukarı çıktığımda nefes nefeseydim. Doktor ilk önce seni muayene edeyim istersen dedi:):) Hastane daha yeni o yüzden böyle aksaklıklar olabilirmiş:) Şükür ki sonraki aşımız temmuz sonunda. O zamana kadar yerli yerine oturur sanırım hastane...

Hastaneden çıkınca üsküdara gitmek için yola koyulduk. Aaa o esnada ibrahimin pusetine bir biberon su dökülmez mi:(:( Bereket benim kucağımdaydı ibrahim de ıslanmadı. Ama puset ıpıslaktı:( Hemen kurutmaya çalıştık ama nafile. İki tane battaniye almışım yanıma iyi ki vapurda onları koydum. Bir süreliğine idare etti. Önce metro, sonra tramvay en sonunda da vapura binerek ülkü teyzemizle buluştuk. Ülkü teyzemiz bebisler.com dan arkadaşım. 7 ay kadar önce ilk kez görüşmüştük. O zaman ben kocaaaman göbekliydim:):) İbrahim de o kocamaan göbeğin içindeydi... Güzel bir yer bulup oturduk. Birşeyler yerken bizim puset de güneşte kurudu:) Bu arada ibrahim nerdeydi derseniz iki sandalye birleştirilerek yapılmış yatakta uyuyordu:):)



Bu arada bize yine bebislerden arkadaşım dilek ve yakışıklı oğlu ahmet kaan da katıldı:) Ahmet kaanı 4 aylıkken görmüştük. Kocaman delikanlı olmuş ve çok tatlılaşmış. Acayip hareketli bir yavru. Korktum berk de öyle olursa ne yaparım diye. Hiç yerinde durmuyor hiperaktif. Bir de yürüse vah dileğin haline:(:P

Ahmet Kaan ve annesi Dilek teyze...


Ülkü teyze yicem seni yicem:))


Anneciimle oturayım şöyle rahat rahat:)


Çok güzel bir öğleden sonra geçirdik arkadaşlarla. Güldük , muhabbet ettik ve çocuklardan konuştuk:):) Eee ne de olsa hayatımızın büyük bölümü onlara ait:P Bu arada seyahatimiz esnasında bize yardım eden yurdum insanlarına özellikle vapurdakilere çok teşekkür ediyorum buradan. Hala centilmen insanlar varmış :) Tabii bu yardımların en büyük sebebi berkin herkese gülücükler dağıtması:):)

Pazar günü de misafirlerimiz vardı. Babamızın arkadaşıyla eşi geldi. İlk kez tanıştık ama güzel bir akşam üzeri geçirdik. İki tane yavruları var Allah bağışlasın. Birbirinden güzel bir kız bir erkek. Erkek olan çok bilmiş:) Bana ismimle değil de ibrahimin annesi diye hitap etti:) Bakış açısı kendine göre melihin:):) Berk çok sevdi melihle feyzanuru; her çocuğu sevdiği gibi. Hep saçlarını tutmak istedi. Eee yapmak istediği şey belli saçları tutup yolmak:P:P Bu arada bizim tomtiş yüzüstü yatırılınca emeklemeye çalışıyor ama başaramıyor :):) Alttaki resimde görüldüğü gibi en azından çaba sarfediyor:P

Hedefim fotoğraf makinesinin kılıfı ha gayret yakalayacağım:):P


Offf konsantrasyonumu bozdunuz çekmeyin kardeşim çekmeyinnnn...



Yoruldum biraz oturayım devam edeceğim :P:P


Sonunda en rahat yeri buldum:) Annişimin kucağı...